Aydınlatma, avize seçimleri, modelleri ve uygulamaları hakkında bilgilerimizi paylaştık, bu yazımızda ise biraz daha bilimsel olan aydınlatma elemanlarının ve avizelerin aydınlatma düzeyleri ve bizlere etkileri hakkında bilgilerimizi paylaşacağız.Son yıllarda bilim adamları, yaptıkları çalışma ve araştırmalar sonucunda aydınlatmanın insanlar üzerindeki bilimsel etkilerine ve bizlerin davranışsal ve hormonal olarak nasıl etkilendiğimize, göz içinde bulunan çok hassas olan melanopsin adındaki reseptör sayesinde işaret ediyorlar.

Hepimiz gördüğümüz ışık ve renkler nedeniyle düşünce ve hissettiklerimizin nasıl etkilendiğini tecrübe etmişizdir. Çünkü eninde sonunda aydınlatma, bizlerin ne gördüğünü ve nasıl gördüğünü belirler ve ruh halimizi ve algımızı etkiler. Her bireyin yaşayış ve görsel hassasiyeti farklı olduğu için etkilenmeleri de birbirinden farklıdır.

Çalışma alanlarımız, aydınlatmanın bizlere etkisini ölçmek için bakabileceğimiz en önemli alanlardır. Eğer çalıştığımız alanlarda ışık seviyesi anlamına gelen “aydınlatma düzeyi” çok düşük ise, çalışanlarda konsantrasyon eksikliği, işini iyi yapamayacağını düşünme gibi negatif etkilere neden olur, bu durumda zamanla çalışan kişilerin huzur ve mutluluklarını etkiler.

Birçok bilimsel çalışma, aydınlatma düzeyinin, bireylerin zindelik ve performanslarını nasıl etkilediğini gösterir. Peki, aydınlatma düzeyinin ve kullandığımız ışık renklerinin bizleri bu kadar etkilemesinin nedeni nedir?

Bizleri etkilemesinin nedeni, vücudumuzda bulunan “cortisol” ve “melatonin” adında iki hormondur. Cortisol aynı zamanda stres hormonu, melatonin ise uyku hormonu olarak bilinir. Cortisol vücutta kan şekerini yükselterek vücut enerjisinin artmasını ve bağışıklık sisteminin gelişmesini sağlar. Ancak cortisol seviyesi gerekenden fazla yükseldiğinde etkisini bitkinlik ve verimsizlik olarak görürüz.

Cortisol seviyesi sabah uyandığımızda, yeni güne vücudu aktivitelere hazırlamak için artar, gün ışığının etkin olduğu süre içinde yüksek olmaya devam eder, akşam saatlerine doğru düşmeye başlar.

Melatonin hormonu seviyesi ise sabahları uyku halini azaltmak için düşer. Melatonin hava karardığında karanlık ortamda yükselir ve rahat bir uyku için vücudu hazırlar, bu aşamada cortisol hormonu da düşmüştür.

Basitçe cortisol ve melatonin hormonları, gözün algıladığı ışık seviyesi ile çalışan hormonlar olarak düşünülebilir. Yukarıda bahsettiğimiz oldukça hassas olan melanopsin adındaki reseptör ile çalışır. Göz, yüksek ışık algıladığında cortisol hormonu artmaya başlar, melatonin hormonu düşer; aydınlık seviyesi düştüğünde ve göz az ışık algıladığında